samanizm, insanligin belki de en eski dinlerinden biridir. temel olarak sihir ve büyüye dayanir. samanist inanca göre dünya, gök, yeryüzü ve yeralti olmak üzere üç kisma ayrilir. altay türklerine göre "aydinlik alemi", yukaridaki dünyayi yani gökyüzünü tanri ülgen'le ona bagli iyi ruhlari temsil eder.yeryüzünü, yani "orta dünya"yi insanlar olusturur. yer alti dünyasi olan "asagidaki dünya"yi ise tanri erlik ve ona bagli kötü ruhlar olusturur. iyi ruhlarla iliski kurup, iyilik yapan samanlara ak-saman, yeralti ruhlariyla konusup, erlik 'in hizmetinde olanlaraysa kara-saman denir.
samanizmin köken olarak anaerkil dönemde meydana çikmis olmasi kuvvetle olasi. yakutlar'da erkek samanlar özel cübbeleri bulunmadigi zamanlarda kadin entarisi giyerek ayin yaparlar. samanlarin çogunun saçlarini uzatma nedenlerinden biri de bu.
eski türklerin de inandigi din samanizmdi. bu samanizm,yakutlar ve altaylar'da yasayan ilkel samanizm asamasini bir süre sonra geride birakmis, gelismisti. avcilik ve ilkel tarimla dar bir bölgede yasayan boylarin inanislariyla, büyük devletler kuran, çin duvari'yla bizans arasina yayilmis halklarin inanislari ayni kalmamisti. çin kaynaklarindan anlasildigina göre eski orta-asya samanizminin temelleri gök-tanri,günes,yer,su,atalar ve ocak(ates)kültleriydi. bu baglamda asya halklarinin inandigi samanligin temelinde insan ve doganin birlik ile beraberligi ve uyumu düsüncesi yer alir. evren,dünya,insan,hayvan ve bitkiler alemi bir bütün olarak düsünülür. dünya ve gök,yaratma eylemini birlikte isbirligi halinde gerçeklestirmektedir. bunlar bütün varliklarin yaraticisi olmalarindan ötürü kutsaldir. iste bu yüzden asya 'nin göçebe halklarinda gökle yer su'yu sayma ve bunlara saygi gösterme, bu göçebe halklarin inanislarinin özünü olusturuyordu. dagin eteginde ya da zirvesinde, nehrin ya da gölün kiyisinda, yolun ya da atin baglandigi diregin yaninda, bir göçebenin kutsamayla eylemleri, tüm yasamin ortak bir bilinci paylastigi dogaya dönüktür. samanliktaki bir diger inanisda, insan neslinin sonsuz bir sekilde devamliligi düsüncesi. samanist olan birisi kendini, baba, dede, ve atalarina ait olan bir hayatin devami olarak görür, bunlari bilir ve sayar (atalar kültü). bununla birlikte, söz konusu bu insan ayni zamanda kendi gelecegini de sonraki nesillerde görmektedir, ki bu durum varolusun ana anlamidir. bundan dolayi bu insanin görevi çocuk ve torunlarina toplumun en iyi yanlarini asilayarak yetistirmek ve hayata hazirlamaktir.
saman kimdir? kimler saman olabilir?
saman dininin ayin ve törenlerini yapan, ruhlarla insanlar arasinda aracilik eden kisiye saman denir. saman sözcügü türkçe kökenli degildir. türkler saman yerine kam sözcügünü kullanirlardi. avrupa'da 18.yüzyilda kabul edilen saman sözcügü, ruslarin, kuzey sibirya'da tunguzlardan ögrendigi bir sözcük. aslinda bu sözcügün kökeni hâlâ tartismali. bazi bilim adamlari sözcügün pali dilinde bulunan "samna" oldugunu, sanskritçe'de bulunan "çramana" ile ayni kökten geldigini ileri sürüyorlardi. bazilarida bu sözcügün mançuca oldugunu,"ziplayan,dans eden" anlamina geldigi görüsündeler. bir baska teori de saman sözcügünün buda inanisina ait bir sözcük oldugudur. firdevsi'nin sehname'sinde geçen "semen" (buda rahibi) sözcügü dolayisiyla saman sözcügünün hindistan kökenli oldugu söylenir.
kasgarli mahmut'tan ögrendigimize göre kamlar, müslüman türkler zamaninda da unutulmus degil. divan-i lugat-it türk'te "kamlar kamik arvisti: kamlar (ayin sirasinda) anlasilmayan bir takim sözler söyledi." gibi cümlelere rastlanmaktadir. benzer biçimde balasagunlu yusuf has hacib, "kutadgu bilig" adli eserinde kamlarla hekimleri (otacilari) bir tutmus, ikisini de insanlar için yararli isler yapan kisiler olarak göstermisti. bir yerde söyle der: "kerek tut otaçi, kerek kam, öligligke her giz asig kilmaz em. (gerek hekim tut, gerekse kam, eceli gelene ilaç fayda etmez.)
saman (kam), tanrilar ve ruhlarla insanlar arasinda aracilik yapma gücüne sahip olan kisidir. insan, ufak tefek ruhlara, aileyi koruyan ates ve iyi yer-su ruhlarina bizzat kurbanlar ve saçilar sunabilirse de, kuvvetli, hele kötü ruhlara dogrudan basvuramaz. kötü ruhlar insanlarin en büyük düsmanlaridir. insanlara ve hayvan sürülerine hastalik göndermek suretiyle kurban isterler. bunlarin istediklerini yerine getirmek gerekir. insanlar onlarin ne istediklerini bilmezler. ne istediklerini ancak gücünü göklerden ve atalarinin ruhlarindan alan samanlar bilir.
samanlik bilgisi ögrenmekle elde edilemez. saman olmak için belli basli bir samanin neslinden olmak gerekir. kimse saman olmayi istemez, ancak geçmis atalarin ruhundan biri, saman olacak torununa musallat olur; onu saman olmaya zorlar. bu hale altaylilar "töz basip yat" (ruh basiyor) derler. ata ruhu musallat olan adamsamanligi kabul etmezse deli olur.
bugün rusya federasyonu içinde yer alan hakasya 'da samanizm hâlâ canli tutuluyor. hakasyali bir arastirmaci olan katanov, minusinsk tatarlarindan aldigi bilgilere göre saman davulunu anlatir. buna göre davulun önemli üç bölümü vardir: içi, disi ve tokmagi. davul, bir arsin çapindadir. iskeleti genelikle sepet yapiminda kullanilan sögütten yapilir ve at derisiyle kaplanir. davulun içinde dikey olarak duran sapi genellikle kayin agacindan yapilir. sapta mars denilen, kamin yer alti dünyasinda yasayan erliklerin lideri erlik han 'a ulasmasini saglayan on iki delik bulunur. deliklerin arasindaki kabartmalar, kamin uçarak ya da yürüyerek geçmek zorunda oldugu dag siralarini temsil eder. sapin üst kisminda, enlemesine kamin kendisinin ya da hastasinin düsmanlarini püskürttügü yay kirisi olarak adlandirilan sopa bulunur. bu demir sopaya hastanin içindeki kötü ruhlari kovan on sekiz kadar demir çingirak baglanir. ayrica, kamin habercilerini temsil eden iki çan da demir sopaya baglanir. davulun üst kisminda hastanin düsmanlarini temsil eden dört ya da alti demir kanca tutturuludur. demir sopaya kamin kudretini simgeleyen bez parçalari asilir. bu bez parçalari genellikle kamin hastalari tarafindan baglanir. erlik han'a herhangi bir hayvan adandiginda bu hayvana demir sopadan alinan iki üç bez parçasi baglanir. adak hayvanin boynunda asili duran bu bez parçalari onu kötü güçlerden korur. davulun üst kisminda yedi renkli gökkusagi tasvir edilir. gökkusaginin iki ucundan da, iki genis kare seklinde merdiven sarkar. bu merdivenle kam, kan kuday'in huzuruna çikmak için gökyüzüne yükselir. kan kuday'in önünde beyaz boyayla çizilen iki kayin agaci vardir. kam, gökyüzüne yükselerek kan kuday'dan hastayi iyilestirmek ya da ya da öldürmek için emir alir. gökkusaginin altinda isik saçan iki daire vardir. ayrica 14-18 kadar yildiz bulunur. merdivenin üst kismindaysa beyaz renkle yedi dag kizi resmedilmistir. bu kizlar eger ruh erkekse onu uzaklastirmada kama yardim ederler. kiz figürlerinin yaninda iki kus tasviri vardir. kam bu iki kusla göge yükselir. davulda bundan baska kirmizi renkte at, süvari ve keçi bulunur. kizil at üzerindeki kizil süvari, erliklerden biri olan kizil adaklarin basinda gider. beyaz renkle çizilen beyaz at üzerindeki atli kuday'a gider. davulun ortasindaki üç çizgi bu dünya ile öte dünyayi ayiran bir tabakadir. davulun alt tarafinda, kutsal koyunlari himaye eden kurbaga resmi vardir. ayrica on siradagin ardinda, kara ve altin denizin kiyisinda yasayan hayvanlari sulamak için altin olugu ve at baglamak için altin direkleri bulunan erlik han'in kötü ruhlari yargiladigi yere götüren yilan ve kertenkelenin resmi yer alir. bu deniz dogudadir. kurbaga, yilan ve kertenkele, koyunlara dokunmak isteyen kötü ruhlari korkutur. ayni sekilde su iyelerini temsil eden iki balik tasvir edilir. baliklarin iç hastaliklari iyilestirdigine inanilir. eger kam kötü ruhlardan daha güçlüyse onlari dag ruhlarinin haninin yasadigi dokuz denizin sonuna kadar sürebilir. eger kam zayifsa, yolun yarisindan döner ve balik hastayi yeniden alt eder. bunun disinda davulun üzerinde kötü ruhlarin yaklastigini kama haber veren kara ve ala renkli iki köpek resmi vardir. davulun alt tarafinda yedi at ve yedi insan tasvir edilir. bunlar erlik han'in hizmetçileridir. bütün kötülükler yeralti dünyasinda yasayan erlik han'dan kaynaklanir. davulda yine kirmizi renkle kama kamlamayi ögreten kam resmedilmistir. öldükten sonra kaynayan denize dogru gittigi düsünülen kam tasvirinin uyuz hastaligini tedavi ettigine inanilir. davuldaki tavsan resmi, kamin aletlerinin koruyucusunu simgeler. davulun üzerinde "meme" diye adlandirilan alti kabarti vardir. bunlar kamin aletlerinin koruyucusu sayilan ruhu besleyip koruma islevini üstlenir. bir önemli öge de tokmaktir. tokmak, ya tavsan derisiyle kaplanarak sögüt dalindan; ya geyik kemigi ya da boynuzu ya da kayin agacindan yapilir. tokmagin sapina hastaya gelen kötü ruhlari kovmak için kamçi görevi üstlenen bez ve deri parçalari yapistirilir. samanlar ayin yapmak için davul kullanirlar; fakat zaman zaman bunun yerini kopuzun aldigi da görülmüstür. 11.yüzyil tarihçilerinden gardizi, eski yenisey kirgizlari'nin saman ayinlerinde saz çaldiklarini söyler. eski oguzlarda, islam'in kabulünden sonra saman geleneklerini sürdüren ozanlar kopuzu kutsal saymislardir. sözgelimi, dede korkut her öykünün sonunda kopuzuyla gelir, ad verirken, dua (alkis) ederken kopuz çalar. saman davulunun asil kismi olan agaç ve demir parçalar asla degistirilmez. derisiyse degistirilebilir. biri ölen evde bulunan davul, erlik'in elçisi aldaçi'nin yaklasmasiyla kirlenmis ve kuvvetini kaybetmis sayilir. kirlenmis ve kuvvetini kaybetmis davullarin derisi derhal degistirilir. tedbirli davranmak isteyen samanlar ve ev sahipleri, hastanin ölecegi anlasildigi zaman samana ait esyalari evden çikarirlar. her davul samanin ölümünden sonra ormana götürülüp parçalanir ve bir agacin dalina asilir. samanin ölüsü de bu agacin dibine gömülür.